|
Aşk Sözleri Aşka Dair En Güzel Sözler... Hiçbir Aşk Sözlerle Anlatılmaz Ama Aşkın Değerini Yükselticek Sözler Vardır.. |
Sponsor Reklam Alanı | |
|
Seçenekler | Stil |
04-04-10, 21:58 | #91 |
Üyelik Tarihi: 02.12.2008
Mesajlar: 5.952
Beğendikleri: 3
Beğeni Puanı: 5
Tecrübe Puanı: 29
|
Bir Yıldız Kaydı Yüreğimden!!!
Hüzün mevsimine girdim yine, aylardan göz yaşı Bir yıldız kaydı yüregimden, o an gözlerim karardı Her sey bitmisti benim icin tek cagrem aglamaktı Bir yıldız kaydı yuregimden ne umudum, ne bir cagrem kaldı Sevda denizine yelken acmıs mutlulugu yakalamıstım Butun amaclarıma sevdalarıma umutlarımı seninle paylasmıstım Bazen gözyasını bazen mutlulugu yasamıstım Diyorumya hayatımın en güzel, en özel anlarını seninle yasamıstım Öyle bir cıktınkı hayatımdan felegimi sasırttın Gökyüzündan kayan bir yıldız misali Ömrümden, yüregimden kaydın Beni koskoca dünyada milyonlarca mutlu insan arasında Tum umutsuzluklarla, tum mutsuzluklarla beraber Yalnız cagresiz bıraktın Ne agladım, ne sızlandım Son dilegimde yine sen vardın Bir yıldız gibi kaydın gönlümden o dilegimi bosa cıkarttın Hayatımı körellttin, Sevdamı bitirttin Ne guzel umutlarım vardı Senden uzakta ama seninle hayallerim vardı Kavusamazdım ama sana sevgim vardı Bir yıldız kaydı yüregimden, o an gözlerim karardı Bitti tum umutlarım bana yalnızlık kaldı Bir yıldız kaydı yüregimden , elimde bir dilegim kaldı Tanrımdan seni diledim, hayallerim vardı Yıldız hayallerimi kararttı, dilegimi bosa cıkarttı Kayan yıldız degil bos umutlarımdı Kayan yıldız degil benim hayatımdı… Aşk; Bir annenin gözlerinde gördüm yeni doğmuş bebeğine hayranlıkla bakarken, Şu adamın ellerinde gördüm yavru köpeği severken, Oradaki gelincikte gördüm uçurumun kenarında rüzgarla dans ederken, Ayın içinde gördüm geceye doğarken. Rabbim, şuracıkta sen bari gözlerimi yum Sen, bana en son kalan, ben senin en son kulun; Bu akşam, artık seni anmayan 'İstanbul'un Bomboş bir camiinde uyumak istiyorum. Ziya Osman Saba
|
|
Paylas |
04-04-10, 22:07 | #92 |
Üyelik Tarihi: 02.12.2008
Mesajlar: 5.952
Beğendikleri: 3
Beğeni Puanı: 5
Tecrübe Puanı: 29
|
Belki de ölümün gizli provasıdır ayrılık...
Belki de ölümün gizli provasıdır ayrılık... Aldığın her nefes yalnızlığın zaptına geçmiştir. Gülümsemelerin solduğu yüz çukurlarından savruluyor Aşkın imla hataları; Virgüllerin beli kırılır satır ortalarında Ve noktasız, Sorusuz, işaretsiz Hatta ünlemsiz satır sonları... Gidenden sadece " hatıralar " kalır.. Boylu boyunca pişmanlıklar uzanır Gözyaşlarınla deştiğin yastık kenarlarına... Zaman durmuş gibi gelir sana... Her şey bitmiş gibi, Sona yaklaşmış gibi susa kalırsın kapı diplerinde.. Giden, gider velhasıl.... Perdelerimden taşınır güneş Varlığında konuşmayan duvarlar, Cümleleri sırtına yüklenip Kirpiklerinde oyalanır kuru ayazlar.. Giden, daha gitmeden gömer seni. Ve sen, Sesini yitirmiş bir rüzgâr gibi kalakalırsın Mevsimlerin ayak ucunda. Sonra konuşmak, Deli haykırmak istersin... Ama beceremezsin... Sonra ömür boyu susmak.. Ya da delice ağlamak istersin... Onu da beceremezsin... Saklasan da içindeki yalnızlığı, Seni ele verir ıslak kirpiklerin... Akşamın karanlığı düşer ayak uçlarına.. İçinde birikmiş özlemi anlatacak birisini ararsın Ya da sıcak bir omuz.. Ama bulamazsın... Kimsesizliğin sert rüzgârı yalpalar yüzünü... Ve sonunda pes edersin.. Yenilirsin... Sonra da esaretin başlar Gri gökyüzünün altında.... Gün gelir ölümü arar olursun... Yenilgiyi kabul etmiş bir asker gibi Diz çökersin mağlubiyetin ikiyüzlü gölgelerine... Ve beklerken ölümün saatsiz sırasını, Gözetlerken Azrail'in geçeceği tozlu yolları, Kelimelerinle yalnızlığın kıyısına kusarsın çığlıklarını. Gözyaşın akmaz sanırsın; Oysa iç cebinde biriktirdiklerin ayrılığın tek şahididir. Baktığın her kadın, Gideni hatırlatıyorsa; Dudaklarında yüreğin yavaş yavaş soluyorsa Susmaya mecbursun.. Yalnızlığın ayak dibine düşmüşsen bir kere Kalkmak için bir el arama etrafında.. Ve boşa çabalama.. Artık yenilmişsindir... Tüm zaferler senin eserindir artık... Hayata cezalar kesercesine Hala sol yanım içten içe kanamakta... Hala cerahatı bitmemiş bir ayrılığın narkozunda yüreğim. Ve soğuk parmak uçlarım, Israrla onun adını gökyüzüne karalamakta... Sensiz ölmeyi göze alıp ölemiyorsam Uzaklarda senin saçlarına değil de Başkasının saçlarında dolaşan ellerini hala özlüyorsam Hala sevilmektesin... Hala bendesin... Hala yüreğimde " aşka " demlenmektesin... Bir zamanlar el ele dolaştığımız sokaklarda Anılarımızı ve gül kokunu hala arıyorsam Saatleri duvarları mıhlayıp, Hep aynı şarkıyı dinleyip Rüzgarın kovalandığı caddelerde sana arkası dönük olanları Hep " sen " zannedip Senin olmadığını anladığımda Yüreğimi topuklarımda eziyorsam Demek ki hala ben de yaşamaktasın... Hala ben de nefes almakta, Hala ben de " dua dua " kanamaktasın... Belki de yaşadıklarım acıdır. Ama aşk her acıya göğüs gerip gideni hala sevebilmektir... Aşk; Belki de imkânsızlığın dudaklarına mıhlanmış tek kelimedir. Ya da cümlelerin namlusundan Yüreğine saplanan kanlı bir gözyaşıdır. " Belki de sensiz aşk; Ayrılığına göğüs gerip Bir yudum gülüşünle hiç gitmemecesine seni yaşayabilmektir..." " Belki de sensiz hayat; Ölümün önsüzünde birkaç cümlelik olsa da Mutluluğa senin adını yazabilmektir....." Aşk; Bir annenin gözlerinde gördüm yeni doğmuş bebeğine hayranlıkla bakarken, Şu adamın ellerinde gördüm yavru köpeği severken, Oradaki gelincikte gördüm uçurumun kenarında rüzgarla dans ederken, Ayın içinde gördüm geceye doğarken. Rabbim, şuracıkta sen bari gözlerimi yum Sen, bana en son kalan, ben senin en son kulun; Bu akşam, artık seni anmayan 'İstanbul'un Bomboş bir camiinde uyumak istiyorum. Ziya Osman Saba
|
|
Paylas |
04-04-10, 22:12 | #93 |
Üyelik Tarihi: 02.12.2008
Mesajlar: 5.952
Beğendikleri: 3
Beğeni Puanı: 5
Tecrübe Puanı: 29
|
Sus Şimdi../...ve Gel Susmayacaksan! !
çok yavaş gel bana (!) aynen bir karınca -kozasından çıkan bir tırtılın ilk yaprağa koşusu gibi yavaş ve sessiz gel geleceksen kalbe gürültülü düşüşlerden korkarım ben onca ağırlığıyla düğümü gevşemiş bir salıncakta sallanıyorum yavaş gel bana geleceksen../ ama düşmeden daha! ! nice yeşil gözlerde kelebek uçurmuş bu gönül ve mavisinde uçurtma kara gözler kaçırmış uykularımı kahverengisinde toprak şefkati aramış / bulamamışım su gibi gel geleceksen, sessiz akışınla bu yüreğe serin mevsimler bereketinle çorak yanlarıma başaklar taşı ve gelme gideceksen uğramadan değdir kollarını kıyılarıma çek git ve gelme biteceksen! ! karanlıklara alışığım hiçbir mum yolunu aydınlatmasın bir yıldızı arkadaş koma saçlarına dağınık, kör, ıslak ve bitkin gel / geleceksen azığını yollarda gece gözlü kedilere dağıt geçmişini bastığın her kaldırım taşına anlat sokakların en sahipsiz anlarında çık yola çocukların ayak izlerini takip et geç gel vakit gece yarısını biraz geçerken üzerine giydiğin yıllanmış elbiseyi çıkarma düşlerinle çıplak / ellerinle titrek / yüreğinle sıcak gel geleceksen! ! hiçbir söz veremem sana karnın bir dilime doyar yada doymaz bir zeytin tanesi / tek ekmek / su veya çay bunları da bil geleceksen! döngü, sol yanıma pervane vakitsiz ötüşlerin yanılgısı değildir sana gel deyişim kim görmüş ki kaf dağının ardını ki kavuşmalara el uzatsın sen kimseyi alma yanına geleceksen ayak izlerini süpür kaldırımlardan çöpçülerin gece vardiyası düşlerinde ses ver sokak lambama tüm resimleri de yak(!) dönmeyeceksen ben işte o geldiğin saatlerde zamanı çekiştirip yaka paça seni bekleyişlerimin rahmine akıtıp, yalnızlığımı güzel yüzünün hürmetine hamile bırakmış olacağım namluda bekleyen yağlı kurşun misali kapımı tıklamana tetik eşiğe serili beyaz gömleği kaldırmayacağım üzerine basışın, koca bir geçmişi ezişin olsa da kaç adımda uzak düştüğün hasretimin avuçlarına bıraktığı mesafeyi tek bir sarılışımla kapatacağım yüzlerce dönüp durmuşluğumla düştüğüm uykusuz gecelerin soğuk yatağını seninle ısıtacağım bir geçmiş getirme bana unuttuğum annemi hatırlatan gelecek taşı (!) gözlerindeki ışıltıyla bana seni anımsatan belki sigarayı bırakırım dudağım dudağına değdiği anda kaypak bir sarhoşluktan uyanıp kadehleri kırarım! ve belki ilk defa kahvaltı soframa ikinci bir çay bardağı koyarım iki yumurta, iki zeytin, iki çatal, iki sandalye! ve ilk kez farklı bir el dürter beni kalk diye beni uyandırmadan gel geleceksen yoksa gelme bir gelip iki gideceksen! aşım yalnızlığımla tuzlanmış biliyorum doğrudur yanık türkülerde aradığım seni ve rastlantı değildir saç telini doladığım parmağıma helal kılışım yüzünü! ! belki de beline dolanacak kırmızı bir masumlukla perçemini kaldırıp öpmekte de geç kaldım seni olsun, kapansın üzerime senin girmediğin tüm kapılar! dökülsün içimden matarası boş fakir duygular kim bilir / belki bir gün beni, yüreğim değil de iyi yazılmış şiirler anlar sus şimdi../...ve gel susmayacaksan! ! Aşk; Bir annenin gözlerinde gördüm yeni doğmuş bebeğine hayranlıkla bakarken, Şu adamın ellerinde gördüm yavru köpeği severken, Oradaki gelincikte gördüm uçurumun kenarında rüzgarla dans ederken, Ayın içinde gördüm geceye doğarken. Rabbim, şuracıkta sen bari gözlerimi yum Sen, bana en son kalan, ben senin en son kulun; Bu akşam, artık seni anmayan 'İstanbul'un Bomboş bir camiinde uyumak istiyorum. Ziya Osman Saba
|
|
Paylas |
Bookmarks |
Tags |
askı, askım, askımaskı, askımaŞki, istiyorum, yasamak, yaşamak, İstİyorum |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Fenerbahçe 76-55 Adana ASKİ | Usta | FenerBahçe | 0 | 14-04-18 16:20 |
Galatasaray 73–62 Adana ASKİ | yaren | Galatasaray | 0 | 04-04-18 20:40 |
Serdar Ortaç - İzin Ver Askım - Video Klip | Yumak | Türkçe Video | 0 | 27-08-14 20:20 |
Hadise - Nerdesin Askım - Video Klip | Yumak | Türkçe Video | 0 | 27-08-14 20:14 |
Kıyafetlerde Askı Trendi | Yumak | Moda | 0 | 08-11-12 23:23 |